17. haftanın sonları...
Zaman ilk 8 haftanın aksine hızla ilerliyor. Karnım gün geçtikçe şekilleniyor.
Tartıda hayatında 60'ı görmemiş ben bu aralar göreceğime hazırlıyorum kendimi.
Göbek o göbek. Evet hem de bebekle kaplı göbek.
Sanki çok yorulmaya başladım. Nefes alıp verirken zorlanıyorum kimi zaman.
Kalçam son günlerde çok ağrıyor. Oturup kalkarken yaşlı teyzeler gibi ''amaaaan, offf, ahhh'' diye hayıflanıyorum.
Heyecanlıyım.
Gün içinde bebeğimizin boş odasına girip öylece oturup hayal kuruyorum.
Nasıl olacak, neye benzeyecek, sesi, gülüşü, bakışı, ilk kelimesi, ilk yürüyüşü, emekleyişi...
Allah isteyen herkese bu muhteşem duyguyu mutlaka yaşatsın inşallah.
Hani biz hiçbir şey almamıştık ya, almayacaktık ya... Bugün yalan oldu işte o...
Tufiko'yla bir bebek mağazasına girince kendimizi kaybettik.
Bir baktık Tufiko almış eline emzik, biberon, kanguru, tırnak makası, sümük temizleyici, ''bunları alıyoruz'' diyor.
Hızını ve gazını alamayan kocam bir paket içinde 12'li renkli ve kalpli kilot takımını almış eline ''ayy bunlarıda alıyoruz' derken, satış temsilcisi bayan ''o kilotlar 8-10 yaşlar için'' deyince benim heyecanlı kocam hemen yerine koydu güzel kilotları:)
Neyse sonuç olarak 3-5 parça bir şeyler almış olduk bebişimize.
Ve asıl önemlisi bilmediğimiz çok şey öğrendik.
Ya da fikir edindik...
Bebek odası yapmalıyım diye tutturan ben, oda almaktan vazgeçtim.
Tamamen pratik olduğuna gözlerimle inandığım park yataklardan almaya karar verdim.
Hem bütçeye, hem de bebeğe daha uygun olduğunu düşünüyorum.
Hem oyun oynayabilecek, hem uyuyabilecek.
Hem de bir ayağı İstanbul'da olan ben, bebeğimi yatağından asla ayırmamış olacağım.
Çantasının içine katlanıp istediğin yere taşıyabileceğin bir yatak.
Ve yaklaşık 2-3 yaşına kadar rahatlıkla kullanabileceğiz.
Bebek arabası konusunda çok kararsız kaldık.
Ama Kraft'ın 3 tekerleklisi ve 4 tekerlekli bir modeli çok hoşumuza gitti.
Benim istediğim ana kucağıyla beraber olsun...
2 çocuk annesi bir arkadaşım Maxicosi ve Maclaren'lerin kullanışlı olduğunu söylerken, 2 ay evvel doğum yapan bir arkadaşımsa Kraft'ın bebek arabasını aldığını, ana kucağına gerek olmadığını, sürekli kucağında taşıdığını, kucağından ayırmadığını ve benimde ayıramayacağımı söyledi.
Doğum yapan arkadaşlarımın yaşadıklarını, aldıklarını benimle paylaşmaları çok hoşuma gidiyor, çünkü fikir ediniyorum.Özellikle yeni nesil annelerden bilgi almak beni daha fazla tatmin ediyor.
Çünkü devir eskisi gibi değil. Bebekler bizlerin bebekliği gibi değil.
Sonuç olarak bebek arabasında hala kararsızım. Daha erken zaten. Fikir edinme aşamasındayız henüz:)
He doğumumu İstanbul'da yapmaya karar vermiş gibiyim. Annemin yanında daha rahat edebileceğimi düşünüyorum. 1 ayı orada geçirip ondan sonra bebişimizi alıp 3 kişilik ailemizle evimize dönmenin hayalini kuruyorum. İzmir-İstanbul arası doğum yapma kararsızlıklarımı, kararlarımı ayrıca sizlerle paylaşacağım.
Şimdilik bu kadar.
Hem sevgililer günü, hem de bir daha ne zaman gideriz kimbilir düşüncesiyle Kıbrıs yolcusuyuz.
Bize iyi yolculuklar...
Büyüklerimin ellerinden, küçüklerimin gözlerinden öperim.
Bye:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder