30 Ocak 2012 Pazartesi

MİNİK ANNE BÜYÜYOR:)

Şaka maka geldik 16. haftamıza...
Problemsiz gelmiş olmanın huzuruyla, şimdi deli gibi ''ne zaman hareket edecek, ne zaman tekmeleyecek'' diye hazır olda bekliyorum. Arada kanat çarpması mı desem, seyirme gibi mi desem, işte o tarz bir şeyler hissediyorum. Anlık geliyor ve geçiyor.
Heyecanlanıyorum.
Acı eşiğim çok yüksek aslında benim.
5 kez böbrek taşı düşürmüş, diş sancısının dibine vurmuş,
regli dönemlerini hastanelerde, ya da yataklarda geçirmiş biri olarak doğumu geçtim
''acaba tekmeler acıtıyor mu'' diye düşünüyorum:)
Panik, meraklı, heyecanlı bir insanım.
Doktorum her ne kadar ''internet doktorculuğundan uzak dur'' dese de ben hala hafta hafta takipteyim, görüntüleri izliyor, yorumları okuyor, diğer hamilelerin deneyimlerine göz atıyor,
kendi yaşadıklarımla kıyaslıyorum.
Hala bir don bile almadım bebeğime.
6. aya kadar almayı pek düşünmüyorum aslında...
4. aya girmiş olsak bile saçlarımı hala boyatmadım.
13.Şubat'ı bekliyorum.
Kontrolümüzden çıkar çıkmaz kendimi kuaföre atacağım ve özüme kömür karası saçlarıma geri döneceğim:)

Saçlarımı uçlarından kestirmek istiyorum, kahkül istiyorum...
Ama istemekle kalıyorum.
Batıl inanışlar kafamın içinde duvardan duvara çarpıyorlar.
Hamilelikte saçlarını kestirirsen çocuğunun ömrü kısa olurmuş muş muş...
İnsanın inanası gelmiyor böyle hurafelere ama işte herkes aynı şeyi söyleyince miden bulanıyor,
''aman be 5 ay daha kestirmem'' diyorsun. Öyleyse bırakalım uzasın, kırpık kırpık...
Hem ne olacak, çocuğumdan önemli mi kafamdaki kıl yumağı...!

He bir de kendi evimde bile bir şey yemekten korkar oldum. Birinin evinde ev sahibine sormadan bir şey yiyip bir yerine sürersen bebeğinde o yediğin şeyin lekesi olurmuş. Anneme bile ''anne bak mandalina yedim, anne bak kahvaltı yaptım, anne bak hıyar yiyorum vs. diye haber veriyorum. İyice psikopatlaştım.
Sakınan göze çöp batar be kardeşim! Bu kadar ince düşünmemek gerek ama işte insanoğlu, annelik duygusu, ilk olmanın verdiği korkusu! Görmemişin çocuğu olmuş tutmuş şeyini koparmış misali yaşıyoruz işte:)

Bu arada taşındık, yerleştik, bittik...
Bir daha taşınırsam kafamı kessinler ama!
Anca Allah nasip ederse kendi evimize çıkarım.
Bir daha tövbe. Vallahi tövbe!

Şimdi artık sevgilimi, bebeğimi ve kendimi düşünmek istiyorum.
Önümüzdeki 5 ayı mutlu mutlu geçirmek, bebişimin gerilmesini, üzülmesini, engellemek istiyorum.

''Kızımız olacaktı gittin küçüğüm'' derken ''geldim, kızımız oluyor büyüğüm'' diyorum:)
Canım kocam, canım yavrum!
İkinizide çok öyle çok seviyorum ki...
Tarifi zor...
Ama ben tarif edemesem de siz bunu çok iyi biliyorsunuz!!!


Şimdi ben kocamın kalbini çaldım ya ondan habersiz, elimi kalbime sürdüm,acaba kızımında kocaman bir kalbi olur mu???



Hiç yorum yok: