24 Ağustos 2011 Çarşamba

Mutluluğun Çekirdeğidir Hüzün

Bazen.
Bazen işte.
İşte bazen.
Konuşamazsın.
Konuşacak birşeyin yoktur belkide.
Ya da vardır ama unutursun tam konuşmak istediğinde.
Kimse kırılmasın istersin kendini ifade ettiğinde.
Kırarlar.
Farkına var(a)mazlar.
Bir anda tuzla buz olur herşey.
Ya da sen buz olursun diğer şeylerse tuz.

Sahi küçükken tuz&buz diye bir oyun vardı değil mi?

Bir sigara daha.
Karanlık.
Korkaklık.
Utangaçlık.

Çok sıcak.

Panjurları iniyor evlerin.
Uyuyorlar.
Uyuyacaklar.

Hüznü vardır her mutluluğun.

Doğmayacak sıkıntılara sancılanırsın.
Gecenin güneşe uzak kalmış salıncağındasındır.
Çocuk değilsindir.
Hızlı sallanamazsın.

Boş birsürü hece içinde hoş bir gece.(!)

Hep aynı saatte havlayan köpekler, sanırım onlarda fazlasıyla bendenler.
İnsanın hayvan olanı değil, hayvanın insan olanı makbul derler.
Oysa keşke biraz hayvan olabilsek.
Hayvanlar gibi düşünebilsek.

Bak duyuyor musun havuzun sesini?
Ya da çalan şarkıyı?

Ölümler, doğumlar, ayrılıklar, kavuşmalar...

Neyse uzamasın, yarın temizlik var.






Hiç yorum yok: